Bahçedeki yabani otları çekmek onun işi.
- It's his job to pull the weeds in the garden.
Tom'un tetiği çekmek için cesareti yoktu.
- Tom didn't have the courage to pull the trigger.
İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.
- The two children pulled at the rope until it broke.
Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.
- When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds.
Otobüs şoförü, Tom'un bilet ücreti için elli dolar uzatmasından etkilenmedi.
- The bus driver was not impressed when Tom pulled out a $50 note to pay his fare.
Each day, they pulled the old bread and set out fresh loaves.