Şu andaki işimden istifa etmek istemiyorum.
- I don't want to resign my job at present.
Başbakan olarak istifa etmek zorunda kaldı.
- He was forced to resign as prime minister.
Çekilme hayatın ilk dersidir.
- Resignation is the first lesson of life.
Başkanın çekilmesini talep ettiler.
- They demanded that President resign.
Onun istifa etmesi için bir sebep yok.
- There is no reason why he should resign.
Ordu onu istifa etmeye zorladı.
- The army forced him to resign.