Herhangi bir şeyden pişman olmak istemiyorum.
- I don't want to regret anything.
Bende geriye bakmak ve yaptıklarım için pişman olmak eğilimi yoktur.
- I don't tend to look back and regret what I've done.
Tom gece geç saatlerde verdiği karardan pişmanlık duyuyor.
- Tom regrets the decision he made late last night.
Tom'un çok sayıda pişmanlıkları var.
- Tom has many regrets.
Hepsi onun ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
- They all expressed regret over her death.
Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.
- She regretted deeply when she looked back on her life.
O, bu kayba son derece üzüldü.
- He deeply regretted this loss.
İnsanlar onun ani ölümüne derinden üzüldüler.
- People regretted his sudden death deeply.
Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
- To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.
He regretted his words.
I regret that I have to do this, but I don't have a choice.
... hide yourself in regret" is don't perpetuate ...
... Don't hide yourself in regret. ...