Ben her zaman bir spor arabaya sahip olmak istedim.
- I've always wanted to own a sports car.
Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
- They decided to adopt a child rather than having one of their own.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the boy at the risk of his own life.
Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
- This is a picture of her own painting.
Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir.
- Nobody is his own enemy.
Tom, kendisinin en kötü düşmanı.
- Tom is his own worst enemy.
Onların kendi çocukları olmadığı için bir kız evlat edinmeye karar verdiler.
- Since they had no children of their own, they decided to adopt a girl.
Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
- They decided to adopt a child rather than having one of their own.
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
It must be owned, the good Jocelin, spite of his beautiful childlike character, is but an altogether imperfect 'mirror' of these old-world things!.