Anladığım kadarıyla gökkuşağı görmek istiyorsanız yağmura katlanmak zorundasınız.
- The way I see it, if you want the rainbow, you gotta put up with the rain.
Buna ne kadar süre katlanmak zorunda kalacağız?
- How long will we have to put up with this?
O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,
- She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties.
Bu mevduat yüzde üç faiz taşımaktadır.
- This deposit bears three percent interest.
Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
- When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
Benjamin, bir ayıyı tüfekle vurdu.
- Benjamin shot a bear with a rifle.
Tom'un sineye çekmekten başka seçeneği yoktu.
- Tom had no choice but to grin and bear it.
I put up with a lot of nonsense, but this is too much.