Tom'un bu gece öldürücü iğneyle ölmesi planlandı.
- Tom is scheduled to die by lethal injection tonight.
Ben iğne olmak yerine, ilaç almayı tercih ederim.
- I prefer taking medicine rather than getting an injection.
Genetik modifikasyonun bir örneği balık genlerinin çilek ve domatese enjeksiyonudur, bu meyvelerin donmasını engelleyen bir süreç.
- An example of genetic modification is the injection of fish genes into strawberries and tomatoes, a process which prevents these fruits from freezing.
Mary her 3 ayda bir Botox enjeksiyonları alır.
- Mary receives Botox injections every 3 months.