Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to go.
Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to do that.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
- Tom is a retired air force major.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
- Rebel forces prepared to fight.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
- Japanese forces marched into Burma.
Yasa artık yürürlükte değil.
- The law is no longer in force.
Onlar geri yürürlükte olacak.
- They will be back in force.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı.
- Public pressure forced the army to act.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.