to push against with the breast; to meet full on, to oppose, to face

listen to the pronunciation of to push against with the breast; to meet full on, to oppose, to face
İngilizce - Türkçe

to push against with the breast; to meet full on, to oppose, to face teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

breast
{i} göğüs

Tom'un annesinin ve kız kardeşinin göğüs kanseri vardı. - Tom's mother and sister had breast cancer.

Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var. - Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.

breast
meme

Meme kanseri bir hastalıktır. - Breast cancer is a disease.

Sigara içmek meme kanserine neden olabilir. - Smoking can cause breast cancer.

breast
{f} göğüs germek
breast
(Gıda) döş
breast
emcek
breast
sine
breast
{f} göğüslemek
breast
{i} yürek
breast
gönül
breast
breastbonegöğüs kemiği
breast
breastbandeyerin göğüs kayışı
breast
(Tıp) Göğüs toraks
breast
sinebent kayışı
breast
kalp
breast

Sigara içmek meme kanserine neden olabilir. - Smoking can cause breast cancer.

O, halk içinde emzirmeye utanıyor. - She is embarrassed to breastfeed in public.

breast
kas kemiği
İngilizce - İngilizce
breast
to push against with the breast; to meet full on, to oppose, to face