İsyancıları cezalandırmak için ona ısrar etti.
- They urged him to punish the rebels.
1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.
- Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs.
Öylesine bir şeyi bir kez çok sık yaparsın ve cezalandırılırsın.
- You do such a thing once too often and get punished.
O, yalan söylediği için cezalandırıldı.
- Because he lied, he was punished.
... and they punish another kind of serendipity. ...
... international community's desire to punish, uh, Iran in particular. And what we've said ...