to punish, mend faults, temper

listen to the pronunciation of to punish, mend faults, temper
İngilizce - Türkçe

to punish, mend faults, temper teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

correct
düzeltmek

Yanlışlarımı düzeltmekten vazgeçmeni istemiyorum. - I don't want you to quit correcting my mistakes.

Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul. - He is busy correcting test papers.

correct
{f} doğrulamak
correct
{s} kusursuz

O kesinlikle kusursuzdur. - She's correct for sure.

Ne Tom ne de Mary kusursuz. - Neither Tom nor Mary is correct.

correct
{f} cezalandırmak
correct
{s} tam

İngilizcen dil bilgisi bakımından doğru fakat bazen söylediğin tam olarak bir yerlinin söylediğine benzemiyor. - Your English is grammatically correct, but sometimes what you say just doesn't sound like what a native speaker would say.

Bu saat tamamen doğrudur. - This watch keeps correct time.

correct
uygunluk
correct
dürüst
correct
doğruluk

Politik doğrulukları savunmaya korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var. - We need strong leaders who are not afraid to stand up to political correctness.

Biz politik doğruluktan korkmuyoruz. - We're not afraid of political correctness.

correct
yanlışı doğruya çevirmek
correct
sağın
correct
{f} düzeltmek, doğrultmak, tashih etmek, ıslah etmek
correct
{s} doğru, yanlışsız
correct
düzeltme

Shishir son zamanlarda bir sürü cümle düzeltmektedir. - Shishir has been correcting a lot of sentences lately.

Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul. - He is busy correcting test papers.

correct
ihtar
correct
{s} doğru, yerinde
correct
tashih etmek ıslah etmek
correct
cezalandırma
correct
kurala uygun
correct
correction fluid korektör house of correc
correct
(fiil) düzeltmek; doğrulamak; haddini bildirmek; cezalandırmak
İngilizce - İngilizce
{v} correct
to punish, mend faults, temper