Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
- Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
Bir rüzgar esintisi geldi ve Curdken'in şapkasını uçurdu.
- A puff of wind came and blew Curdken's hat far away.
Tom, anti-nükleer enerji hareketine hayatını adadı.
- Tom has devoted his life to the anti-nuclear-energy movement.
Sami hayatını kurtarmak için harekete geçmek zorundaydı.
- Sami had to act to save his life.
Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
- She soon adjusted to his way of life.
Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
- The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
- One's lifestyle is largely determined by money.
Hayatta neyin en önemli olduğu kişiden kişiye değişir.
- What is most important in life differs from person to person.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.
Bazı insanlar ölümden sonra ebedi hayata inanıyorlar.
- Some people believe in eternal life after death.
Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
- She soon adjusted to his way of life.
Tom'un sağlıklı bir yaşam tarzı vardır.
- Tom has a healthy lifestyle.
Bu puf böreği Filipinler'de popülerdir.
- This puff pastry is popular in the Philippines.
We ran for the better part of a mile without hearing anything more from the direction of the harbor, and then I reduced the speed to a walk, for the exercise was telling on us who had been cooped up for so long in the confined interior of the U-33. Puffing and panting, we plodded on until within about a mile of the harbor we came upon a sight that brought us all up standing.
He was the eighteenth century king of spin, or, in the language of the day, the prince of puff.
cream puff.
Did you ever in your puff see such a perfect perisher?.