to protect, to defend

listen to the pronunciation of to protect, to defend
İngilizce - Türkçe
kanat açmak
shield
{i} zırh
shield
{i} koruma

Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı. - All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.

shield
{f} kaplamak
shield
{f} korumak; siper etmek: He shielded his eyes with his hand. Elini gözlerine siper etti
shield
{f} korumak

Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı. - All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.

shield
(Tıp) şeld
shield
siper
shield
{f} kalkanla

Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı. - All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.

shield
koruyucu

Nükleer reaktörün koruyucu somut tabakası kontrollü patlamalar kullanılarak imha edilecek. - The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions.

shield
siper olmak
shield
{f} kalkan olmak
shield
{i} himaye
shield
muhafaza etmek
shield
hane kalkan
shield
{i} siper; koruyucu şey
shield
{f} örtmek
shield
(Askeri) ARMA: Günlük üniformaya takılan madeni plaka. Günlük şapkaya takılan arma gibi
shield
{f} koru

Tom gözlerini güneşten korudu. - Tom shielded his eyes from the sun.

Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı. - All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.

shield
{i} hami
İngilizce - İngilizce
shield
to protect, to defend