to proofread

listen to the pronunciation of to proofread
İngilizce - Türkçe
prova okumak
proof
{i} ispat
proof
işlemez
proofread
{f} (proof.read) (pruf'red) provasını okumak
proofread
tashih yapmak
proofread
{f} prova tashih etmek [dakt.]
proofread
(Bilgisayar) düzeltmek

Raporumu düzeltmek için zamanım yoktu. - I didn't have time to proofread my report.

Raporunu düzeltmek için zamanın yoktu. - You didn't have time to proofread your report.

proof
düzelti

Bu anlaşılır biçimde düzeltilmedi. - This clearly hasn't been proofread.

Bunun bir düzelticiye ihtiyacı var. - This needs a proofreader.

proof
dirençli
proofread
prova okumak
proof
içkinin alkol derecesinin ölçüsü
proof
geçirmez hale getirmek
proofread
yanlışları düzeltmek
proofread
provaları düzelt
proof
{i} ispat etme
proof
kanıt

Onlar böyle bir kanıt bulmadılar. - They found no such proof.

Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var. - We have specific proof of your innocence.

proof
{i} delil

Şimdiye kadar hiçbir delil bulunmadı. - No proof was ever found.

Deliliniz olmadığı sürece bu konuşma hiç olmadı. - So long as you have no proof, this conversation never happened.

proof
{i} deneme

Bir şeyi denemeden bilemezsin. - The proof is in the pudding.

Denememi düzeltir misin? - Could you proofread my essay?

proof
{i} prova
proof
{i} kanıtlama
proof
da
proof
(isim) kanıt, delil, ispat, sağlama, kanıtlama, ispat etme, senet, deneme, prova, alkol derecesi
proof
{s} dayanıklı

Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır. - He is proof against temptation.

proof
{i} mat. sağlama; ispat, kanıtlanım
proof
{i} alkol derecesi
proof
{i} matb. prova
proof
sınama
proofread
(fiil) prova tashih etmek [dakt.]
proofread
düzelt

O benim yazımı düzeltti. - He proofread my manuscript.

Tom, Mary'nin taslağını düzelterek iyi bir iş yaptı. - Tom did a good job proofreading Mary's rough draft.

proofread
provaları düzeltmek
proofread
prova tashih etmek
İngilizce - İngilizce
proof
To check a written text for errors in spelling and grammar
read for errors; "I should proofread my manuscripts"
When someone proofreads something such as a book or an article, they read it before it is published in order to find and mark mistakes that need to be corrected. I didn't even have the chance to proofread my own report. to read through something that is written or printed in order to correct any mistakes in it
read for errors; "I should proofread my manuscripts
To check for spelling and grammar errors
{f} read and mark mistakes; correct, edit, check for errors
to proofread

    Heceleme

    to proof·read

    Türkçe nasıl söylenir

    tı prufrid

    Telaffuz

    /tə ˈpro͞ofˌrēd/ /tə ˈpruːfˌriːd/