to present personal religious testimony; to preach at (someone) or on behalf of

listen to the pronunciation of to present personal religious testimony; to preach at (someone) or on behalf of
İngilizce - Türkçe

to present personal religious testimony; to preach at (someone) or on behalf of teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

witness
{f} tanık olmak
witness
şahadet etmek
witness
kanıtlamak
witness
delil
witness
göstermek
witness
{i} tanık

O, onun öldürülüşüne tanıklık etti. - She witnessed him being killed.

O, ışığa sadece bir tanık gibi geldi. - He came only as a witness to the light.

witness
{i} şahit

Aslında trafik kazasına şahit olmadım. - Actually, I did not witness the traffic accident.

Tom geride hiç şahit bırakmadı. - Tom left no witnesses behind.

witness
{f} şahitlik etmek
witness
i. tanık, şahit. f
witness
tanıt
witness
{f} kabul etmek
witness
{i} tanıklık

O cinayete tanıklık etti. - He witnessed the murder.

O, kazaya tanıklık etti. - He witnessed the accident.

witness
{f} onaylamak
witness
şehadet etmek
witness
witness box witness stand tanık kürsüsü
witness
(fiil) şahit olmak, tanık olmak, şahitlik etmek, sahne olmak, onaylamak, kabul etmek
İngilizce - İngilizce
witness

Instead, Niebuhr's God was the God witnessed to in the Hebrew Scriptures and the New Testament, the Bible of the Christian world.

to present personal religious testimony; to preach at (someone) or on behalf of

    Heceleme

    to pres·ent per·son·al re·li·gious testimony; to preach at (someone) or on be·half of

    Telaffuz