O, ayakkabılarını giymek için durdu.
- He stopped to put on his shoes.
O, ayakkabılarını giymek için eğildi.
- He stooped to put on his shoes.
Tom ayakkabılarını giydi.
- Tom put on his shoes.
Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.
- Put on a coat. If you don't, you'll catch a cold.
The doctor put me on pills for my allergies.