O, bataklıkta küçük bir kulübede tek başına yaşıyor.
- He lives alone in a little cottage in the swamp.
Bataklık arazi üzerinde binalar yapamazsın.
- You can't build buildings on swampy land.
Veba bataklıktan geldi.
- The plague came from the swamp.
Bataklığa nasıl düştün? Biri bizi itti.
- How did you fall into the swamp? Somebody pushed us.