Ona olan bağlılığımı taahhüt ettim.
- I pledged my loyalty to him.
Tom bunu taahhüt etti.
- Tom has pledged to do that.
Tom bunu taahhüt etti.
- Tom has pledged to do that.
Ona olan bağlılığımı taahhüt ettim.
- I pledged my loyalty to him.
Tom destek vermeye devam etmeye söz verdi.
- Tom pledged his continued support.
Bunu bir daha asla yapmayacağına dair kendi kendine söz verdi.
- She pledged herself never to do it again.
Tom onu yapmayı vaat etti.
- Tom has pledged to do that.
Belgesel, yoksulların durumuyla ilgili bilinci arttırmayı amaçlıyor.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
... It's going to be part of the pledge special for the public ...
... Governor Romney's pledge of not reducing the deficit ' or ' or ' or not adding to ...