Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
- Some doctors say something to please their patients.
Onu memnun etmek zor.
- She's hard to please.
Kapıyı kapatın, lütfen.
- Close the door, please.
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Bu kitaptan büyük bir keyif alacaksınız.
- You will derive great pleasure from this book.
Okumak, yaşamın büyük keyiflerinden biridir.
- Reading is one of life's great pleasures.
O, korku filmlerii izlemekten zevk alır.
- She takes pleasure in seeing horror films.
Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir.
- To swim in the ocean is my greatest pleasure.
Mary'nin gözleri sevinçle parlıyordu.
- Maria's eyes lightened with pleasure.
Onu mutlu etmek oldukça zordur.
- He is rather hard to please.
Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
- Please don't smoke cigarettes no matter what.
Her presentation pleased the executives.
May I help you? —Please.
Oh, please, do we have to hear that again?.
Just do as you please.
Could you tell me the time, please?.
... here in the audience, please know that there's a Google+ ...
... Please go to the shelter as soon as possible. ...