to play a musical instrument such as a horn or woodwind

listen to the pronunciation of to play a musical instrument such as a horn or woodwind
İngilizce - Türkçe

to play a musical instrument such as a horn or woodwind teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

blow
{f} kaçırmak (fırsat)
blow
(rüzgar) esmek
blow
çalınmak
blow
düşmek
blow
yanmak
blow
çabuk çabuk solumak
blow
sürüklemek
blow
(sigorta/vb.) atmak
blow
üf

Çocuklar kabarcıklar üflüyor. - The children are blowing bubbles.

Rose hava kabarcıkları üflüyordu. - Rose was blowing bubbles.

blow
{f} uçurmak
blow
{f} uçurmak; uçmak: The wind has blown off the chimney cowl. Rüzgâr bacanın külahını uçurdu
blow
{i} yumruk

Tom, Noel yemeğinde ofisteki bir arkadaşı ile yumruk yumruğa girdi. - Tom came to blows with a colleague at the office Christmas lunch.

O yüzüme bir yumruk attı. - He dealt me a blow in the face.

blow
{i} şanssızlık
blow
{f} su fışkırtmak (balina)
blow
{f} soluk soluğa kalmak
blow
{f} çarçur etmek (Argo)
blow
{i} şok

Bu beni hâlâ şok ediyor. - It still blows my mind.

blow
öttürmek
blow
{f} patlamak
İngilizce - İngilizce
blow
to play a musical instrument such as a horn or woodwind

    Heceleme

    to play a mu·si·cal in·stru·ment such as a horn or wood·wind

    Türkçe nasıl söylenir

    tı pley ı myuzîkıl înstrımınt sʌç äz ı hôrn ır wûdwînd

    Telaffuz

    /tə ˈplā ə ˈmyo͞ozəkəl ˈənstrəmənt ˈsəʧ ˈaz ə ˈhôrn ər ˈwo͝odˌwənd/ /tə ˈpleɪ ə ˈmjuːzɪkəl ˈɪnstrəmənt ˈsʌʧ ˈæz ə ˈhɔːrn ɜr ˈwʊdˌwɪnd/