Erken geldi,bu yüzden iyi bir koltuk buldu.
- He came first. Therefore he got a good seat.
Boş bir koltuk var mı?
- Is there a vacant seat?
On iki kişinin oturması için yeterince sandalye var mı?
- Are there enough chairs to seat 12 people?
Benim sandalyemde oturuyorsun.
- You're sitting in my seat.
İyi bir yer alabilmek için Tom erken geldi.
- Tom showed up early so he could get a good seat.
Beni yerime götürdüler.
- I was ushered to my seat.