Tom ve Mary cennette yapılan bir eşti.
- Tom and Mary were a match made in heaven.
Cennete nasıl gidebilirim?
- How can I get to heaven?
Allah elimizden gelen her şeyi yaptığımızı biliyor.
- Heaven knows we've done everything we can.
Allah göğü ve yeri yarattı.
- God created the heaven and the earth.
Tanrıya şükürler olsun! Ben zamanında geliyorum.
- Heaven be praised! I come on time.
Tanrı'ya şükür bugün özgürüm.
- Thank heavens, I'm free today.
O, haberi duyduktan sonra mutluluktan havalara uçtu.
- After he heard the news, Tom was in seventh heaven.
Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.
- Thousands of stars shone in the heavens.
Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun.
- Do not fear the heavens and the earth, but be afraid of hearing a person from Wenzhou speak in their local tongue.
Birçok yıldız gökyüzünde parlıyor.
- Many stars shine in the heavens.
Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.
- Thousands of stars shone in the heavens.