Onun şeyleri abartmak için bir eğilimi var gibi görünüyor.
- She seems to have a tendency to exaggerate things.
Eğitimin önemini abartmak imkansız.
- It is impossible to exaggerate the importance of education.
Tom oldukça sık abartır.
- Tom quite often exaggerates.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Tom abartma eğilimindedir.
- Tom tends to exaggerate.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.