to pierce, spur, incite, affect with remorse, pain, hurt, make acid, mark

listen to the pronunciation of to pierce, spur, incite, affect with remorse, pain, hurt, make acid, mark
İngilizce - Türkçe

to pierce, spur, incite, affect with remorse, pain, hurt, make acid, mark teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

prick
{i} k.dili. pis herif
prick
dalamak
prick
batırmak
prick
hafifçe delmek
prick
toprağa dikmek
prick
{f} hafifçe del
prick
hıyar
prick
sokma
prick
batmak
prick
diken

Özgür irade sorunu din için bir dikenli bir bilmece. - The question of free will is a prickly conundrum to religion.

Emilien kızarmış dikenli incir yemek istiyor. - Emilien wants to eat fried prickly pears.

prick
yarak
prick
delik
prick
{i} iğne

O balona iğne batırdı. - She pricked the balloon.

Ahh! kendime iğne batırdım! - Ouch! I've pricked myself!

prick
{f} 1. sivri bir
prick
{f} iğne batırmak
prick
{i} delinme
prick
sokmak
prick
sivri uçlu alet
prick
{i} delik (sivri uçla)
İngilizce - İngilizce
{v} prick
to pierce, spur, incite, affect with remorse, pain, hurt, make acid, mark