Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
O tavaya dokunmayın! O çok sıcak.
- Don't touch that pan! It's very hot.
Çiçekliğe bazı hercai menekşeler dikti.
- She planted some pansies in the flower bed.
Her şeyden önce, panik yok!
- Above all, don't panic!
Bütün şehir panik içinde.
- The whole city is in panic.
Güneş panelleri elektrik üretir.
- The solar panels generate electricity.
Evime güneş panelleri taktığımdan beri elektrik faturam yarı yarıya azaldı.
- Since I installed solar panels on my house, my energy bill has been cut in half.
Evlat edinilen kız Panamalıdır.
- The adopted girl is from Panama.
Birçok Amerikan savaş gemisi Panama'ya gönderildi.
- Several American warships were sent to Panama.
Yaklaşık 250 milyon yıl önce, bugün gördüğümüz tüm kıtalar Pangaea denilen büyük bir süperkıtaydılar.
- About 250 million years ago, all the continents we see today were one big supercontinent called Pangaea.
Tom küçükken hantaldı ve sık sık düşerdi. Tüm pantolonlarının diz yamaları olurdu.
- When Tom was little he was clumsy and would fall often. All his pants would have knee patches.
... nobody buys the one pan calling that's the effect that context has ...