Pul koleksiyonuna bir göz atmak istiyorum.
- I'd like to have a look at your stamp collection.
Lütfen ne zaman isterseniz içeri gelip sergimize bir göz atmak için tereddüt etmeyin.
- Please do feel free to come in and take a look at our exhibition anytime.
Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım.
- Every time I look at this picture, I think of my father.
Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Look at that mountain which is covered with snow.
Tom arabaya yakından bakmak için durdu.
- Tom stopped to take a close look at the car.
İnsanlar diğerlerine ön yargı ile bakmak eğilimindedir.
- People tend to look at others with bias.