Tom fark etmemiş gibi davranıyordu.
- Tom pretended not to notice.
Onun hatanı farketmesi kesin.
- He's bound to notice your mistake.
Tom duvara ilan yapıştırdı.
- Tom posted the notice on the wall.
Yapmanız gereken üçüncü şey bu yeteneği geliştireceğinizin farkına varmak
- The third thing you have to do is develop this ability to notice.
Tom bildirimsiz kovuldu.
- Tom was fired without notice.
Birkaç gün içinde bir bildirim alacaksınız.
- You'll receive a notice in a few days.
Tom bildirimsiz kovuldu.
- Tom was fired without notice.
O, duvara bir bildiri yapıştırdı.
- She pasted a notice on the wall.
Bir sonraki duyuruya kadar mağaza kapalı.
- The store is closed until further notice.
Sonraki duyuruya kadar bekle.
- Wait until further notice.
Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.
- I had to run to catch up with Tom.
Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.
- Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.
Odaya girdiğimi uyarmak için Tom ve Mary birbirlerine bağıramayacak kadar çok meşguldü.
- Tom and Mary were too busy yelling at each other to notice that I'd entered the room.
O, uyarmadan ayrıldı.
- He quit without notice.
Tom'un ölüm bildirimi bugünkü gazetedeydi.
- Tom's death notice was in today's paper.
Birkaç gün içinde bir bildirim alacaksınız.
- You'll receive a notice in a few days.
Yönetici ekstra tatil hakkında bir genelge çıkardı.
- The manager put up a notice about the extra holiday.
O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.
- She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold.
Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.
- The man tried to catch hold of me by the collar.
Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
E-postada bir uyarı geldi.
- A notice came in the mail.
Onun geldiğine dair herhangi bir uyarı almadım.
- I haven't received any notice that she's coming.
O hiçbir zaman babasının söylediklerini önemsemez.
- He never takes any notice of what his father says.
Zeminde bir şey fark ettim ve ne olduğunu görmek için eğildim.
- I noticed something on the floor and bent down to see what it was.
Tom yerde bir şey fark etti ve ne olduğunu görmek için eğildi.
- Tom noticed something on the floor and bent down to see what it was.
Gribe yakalanmayacağımdan emin olmak istiyorum.
- I want to make sure that I don't catch the flu.
Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.
Notu kapıya yapıştırdı.
- He pasted the notice on the door.
Masamda bir not fark ettim ama kimin yazdığını bilmiyorum.
- I noticed a note on my desk, but I do not know who wrote it.
Tom haber vermeden ayrıldı.
- Tom left with no notice.
Holmes kimseye haber vermeden odadan dışarı çıktı.
- Holmes went out of the room without being noticed by anyone.
Tom sahildeki bütün güzel kadınları fark etmekten kendini alamadı.
- Tom couldn't help but notice all the beautiful women on the beach.
Acı içinde olduğunu fark etmekten kendimi alamadım.
- I couldn't help but notice that you're in pain.
Onun hatanı farketmesi kesin.
- He's bound to notice your mistake.
Tom duvardaki kurşun deliklerini farketmedi.
- Tom didn't notice the bullet holes in the wall.
O, benim tavsiyemi dikkate almadı
- He took no notice of my advice.
Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
- I didn't notice the light turn red.
Onun nasıl giyindiğine dikkat etmedim.
- I didn't notice how she was dressed.
Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
- I didn't notice the light turn red.
He took no notice of the changes, and went on as though nothing had happened.
So you punched out a window for ventilation. Was that before or after you noticed you were standing in a lake of gasoline?.
I gave notice at work that I will quit in two weeks.
I noticed that the dog hadn't barked the night of the murder.
... notice when you step onto the field initially? ...
... But if you notice, Google has automatically hashtaged this ...