to not allow

listen to the pronunciation of to not allow
İngilizce - Türkçe
izin vermeme
deny
{f} inkâr etmek

Sigara içmenin zararlı olduğu gerçeğini inkar etmek yok. - There is no denying the fact that smoking is harmful.

Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır. - Denying a quality education to the children of working families is as wrong as denying health care or child care to working families.

deny
yadsımak
deny
{f} yalanlamak

O, hikayeyi yalanlamak için acele etti. - She hastened to deny the story.

deny
{f} reddetmek

Açık olanı reddetmek aptalca. - Denying the obvious is stupid.

İsteğini reddetmek zorundayım. - I have to deny your request.

deny
{f} mahrum etmek
deny
{f} yoksun bırakmak
deny
danmak
deny
tanımamak
deny
yoksamak
deny
(Askeri) Reddetmek, inkar etmek, -den mahrum etmek
deny
inkar et,reddet
deny
esirge/inkar et
deny
deny oneself feragat etmek
deny
imtina etmek kırmak
deny
{f} -den yoksun bırakmak, esirgemek, vermemek
İngilizce - İngilizce
deny
To allow
let

Do you plan to let Tom do that? - Do you plan to allow Tom to do that?

Tom could refuse to let Mary do that. - Tom could refuse to allow Mary to do that.

To allow
suffer
to not allow

    Heceleme

    to not al·low

    Türkçe nasıl söylenir

    tı nät ılau

    Telaffuz

    /tə ˈnät əˈlou/ /tə ˈnɑːt əˈlaʊ/

    Videolar

    ... should not allow people to inspect what we're doing. If you're not doing anything wrong, ...
    ... look represented to me was that I will not allow society ...