to nominate for support at a public school or other institution

listen to the pronunciation of to nominate for support at a public school or other institution
İngilizce - Türkçe

to nominate for support at a public school or other institution teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

present
{i} mevcut

Mevcut evimiz çok küçük, bu nedenle taşınmaya karar verdik. - Our present house is too small, so we decided to move.

Tom'un dışında herkes mevcuttu. - All but Tom were present.

present
{i} şu an

Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar. - At present they are working for a big company in England.

O, şu anki maaşından memnun. - She is content with his present salary.

present
{i} hediye, armağan
present
{s} şimdiki

Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın. - You must live in the present, not in the past.

Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz. - We are groping for a way out of the present situation.

present
{s} halihazırdaki
present
bergüzar
present
gün

Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum. - I would like to give him a present for his birthday.

Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz. - Tom never fails to send a birthday present to his father.

present
{i} belge
present
tanıtmak
present
sahnede göstermek
present
{i} şimdiki zaman

Şimdiki zaman gibi zaman yok. - There's no time like the present.

Hepimiz şimdiki zamanın yanı sıra geçmişle ve gelecekle bağlandık. - All of us are connected with the past and the future as well as the present.

present
{s} adı geçen
present
(fiil) sunmak, sahneye koymak, vermek, bulunmak (iltifat), tanıtmak, takdim etmek, ortaya koymak, ileri sürmek, aday göstermek, arzetmek, çıkarmak, ibraz etmek, nişan almak, doğrultmak (silah), doğrultmak, sahnelemek
present
{f} takdim etmek
present
takdim etme
present
şu anki

Tom şu anki maaşından memnun değil. - Tom isn't content with his present salary.

Senin şu anki sorunun her zaman aklımda. - Your present trouble is on my mind all the time.

present
bugünkü

Tom bugünkü maaşından memnun. - Tom is content with his present salary.

Bugünkü durumundan memnundur. - He is content with his present state.

present
{s} bulunan, hazır, mevcut: the animals present in this region bu bölgede bulunan
İngilizce - İngilizce
present
to nominate for support at a public school or other institution

    Heceleme

    to no·mi·nate for sup·port at a pub·lic school or oth·er in·sti·tu·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    tı nämınıt fôr sıpôrt ät ı pʌblîk skul ır ʌdhır înstîtuşın

    Telaffuz

    /tə ˈnämənət ˈfôr səˈpôrt ˈat ə ˈpəblək ˈsko͞ol ər ˈəᴛʜər ˌənstəˈto͞osʜən/ /tə ˈnɑːmənət ˈfɔːr səˈpɔːrt ˈæt ə ˈpʌblɪk ˈskuːl ɜr ˈʌðɜr ˌɪnstɪˈtuːʃən/