O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That'll change nothing.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Hiç hiçlik hakkında düşünmeyi denedin mi?
- Have you ever tried to think about nothing?
Hiçlikten hiçlik gelir.
- From nothing comes nothing.
Ya hepsi, ya da hiçbiri.
- It's either everything or nothing.
O, sevgilisinin arzuların tatmin etmek için her şeyi yaptı ama hiçbiri işe yaramadı.
- He had done everything to satisfy his beloved's desires, but nothing worked.
Senin değerin sıfırdan daha az.
- You're worth less than nothing.
Son puan iki sıfırdı.
- The final score was two to nothing.
Ben bu kitabı boşuna aldım.
- I got this book for nothing.
Hiçbir şey birinin boşuna yaptığı şey kadar pahalı değildir.
- Nothing is as expensive as what one does in vain.
Hiçbir şey tesadüfen olmaz.
- Nothing happens by chance.
Gerçekleştirmediğin sürece hiçbir şey olmaz.
- Nothing happens unless you make it happen.
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Hiçbir şey asla değişmez.
- Nothing ever changes.
Nix the last order - the customer walked out.