O kitabı hiç okumadım.
- I have never read that book.
Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
- Life never ends but earthly life does.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
- She is never online, even during her vacation.
O hiçbir zaman babasının söylediklerini önemsemez.
- He never takes any notice of what his father says.
Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi.
- Tom kept trying to call Mary, but she never answered her phone.
Ben hiç bir zaman bir kişiye söz vermedim.
- I never promised anybody anything.
Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek.
- Tom is never going to let you go to Boston by yourself.
Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi.
- My grandparents never liked coffee with milk.
... we're never going to get rid of that. ...
... >>Taylor Swift: Yeah. You know, for me, like, it's never going to be okay, no matter how ...