to move in a specified direction. heading towards something

listen to the pronunciation of to move in a specified direction. heading towards something
İngilizce - Türkçe

to move in a specified direction. heading towards something teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

head
{i} baş

Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar. - Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.

Korkunç derecede başım ağrıyor. - I have a bad headache.

head
{i} konu başlığı
head
menba
head
başlık

Haber başlıklarını gördün mü? - Have you seen the headlines?

Tom genellikle sadece başlıkları okur. - Tom usually only reads the headlines.

head
başkanlığını yapmak
head
buhar basıncı
head
{f} başı çek
head
genel başkan
head
{f} (bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
head
{f} olgunlaşmak
head
{f} -in
head
{i} pınar başı
head
{s} baştaki
head
bir

Bir fincan kahve kafamı aydınlattı. - A cup of coffee cleared my head.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. - Two heads are better than one.

head
{s} baş ile ilgili
head
{f} başında olmak
head
{i} şef, baş, başkan: the head of the math department matematik bölümü başkanı
head
{f} başı çekmek
head
{i} köpük
head
kafa,v.başı çek: n.baş
İngilizce - İngilizce
head

I'm fed up working for a boss. I'm going to head out on my own, set up my own business.

to move in a specified direction. heading towards something