Tom her sabah düşünüp taşınırdı.
- Tom used to meditate every morning.
Ben sık sık yaşamın anlamı üzerinde düşünürüm.
- I often meditate on the meaning of life.
Çocukluğum boyunca sık sık çevremizi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için buraya geldim.
- During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.