to make or become mad

listen to the pronunciation of to make or become mad
İngilizce - Türkçe

to make or become mad teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

mad
{s} delice, deli gibi. mad as a hatter/mad as zırdeli
mad
{s} kudurmuş
mad
{s} k.dili. çok kızmış, kudurmuş
mad
hasta

Bir hasta geç dönem kürtaj yapılabilir mi? - Can a case be made for late-term abortions?

Hasta tamamen iyileşti. - The patient made a full recovery.

mad
kuduruk
mad
kaçık
mad
kırık

Onun kalesi kırık camdan yapılmıştı. - His castle was made of broken glass.

Hayır, sana kızgın değilim, sadece hayal kırıklığına uğradım. - No, I'm not mad at you, I'm just disappointed.

mad
deli

O ya sarhoş ya da deli. - He is either drunk or mad.

O, müziği deli gibi seviyor. - He is mad about music.

mad
kızgın

Bugün mümkünse Tom'dan uzak durmalısın. O sana çok kızgın. - You should avoid Tom today if at all possible. He's very mad at you.

Niçin bana kızgınsın? - Why are you mad at me?

mad
kuluduk
mad
{s} sinirli

Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur. - It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.

Çağırılmadığı için sinirliydi. - He was mad because he was not invited.

mad
mad about k
mad
{s} çılgın

Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı. - It was mad of him to try to swim in the icy water.

Bir çılgınla benim aramdaki tek fark benim bir çılgın olmamamdır. - The only difference between me and a madman is that I'm not mad.

mad
çıldırmış

O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı. - He was so sad that he almost went mad.

mad
dengesini kaybetmiş
mad
kendinden geçmiş
mad
dili fazla istekli
mad
maksimum kullanılabilecek doz
İngilizce - İngilizce
{v} mad
{v} madden
to make or become mad

    Heceleme

    to make or be·come mad

    Türkçe nasıl söylenir

    tı meyk ır bîkʌm mäd

    Telaffuz

    /tə ˈmāk ər bəˈkəm ˈmad/ /tə ˈmeɪk ɜr bɪˈkʌm ˈmæd/