Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
- I want to continue to help women.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
- Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Gezisine gizlice devam etmek zorunda kaldı.
- He had to continue his trip in secret.
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
- Prices continue to climb.
Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü.
- Tom continued his relationship with that married woman.
Yüksek lisans okulunda çalışmalarını sürdürdü.
- He continued his studies at graduate school.
Can you account him wise or discreet that would willingly have his health, and yet will do nothing that should procure or continue it?.