O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
- He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Onlar daha fazla araştırma yapmak için bir tıp uzmanı istedi.
- They asked a medical expert to do more research.
Bir Sovyetolojist ne araştırır?
- What does a Sovietologist research?
Aslında onu şimdi araştırıyoruz.
- We're actually researching that right now.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
- The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- I'd really like more time to research this.