Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.
- I'll make an effort to get up early every morning.
Çok az bir gayretle kitabı yazdı.
- She wrote the book with very little effort.
Çabalar her zaman faydalı olmaz.
- Efforts do not always pay off.
Çabalar sonuç getirmedi.
- The efforts brought about no effect.
Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı.
- It was a collaborative effort.
Bu yaşlı politikacılar neden yeniden seçilmeye çalışmak için bu kadar çok zaman ve emek harcıyorlar? Hayatlarının çok daha uzun sürmesi muhtemel değildir.
- Why do these elderly politicians spend so much time and effort trying to get reelected? Their lives are not likely to last much longer.
Hiçbir şey çaba harcamadan ölümlülere verilmez.
- Nothing is given to mortals without effort.
Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
- Tom made no effort to apologize.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.
I never thought he'd go so far as to call you.