Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to make (e.g. a gap) smaller

listen to the pronunciation of to make (e.g. a gap) smaller
İngilizce - Türkçe

to make (e.g. a gap) smaller teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

close
{f} kapatmak

Onların neden restoranı kapatmak için zorlandıklarından emin değilim. - I'm not sure why they were forced to close the restaurant.

Sadece gözlerini kapatmak zorundasın. - You have only to close your eyes.

close
{i} son

O, tam kapanmadan önce, o son dakikada dükkâna gitti. - He went to the store at the last minute, just before it closed.

Seçim sonucunun yakın olacağı herkes tarafından biliniyordu. - It was clear to everyone that the vote would be close.

close
{s} bitişik
close
(hava) sıkıntılı
close
kapanış
close
avlu
close
titiz
close
havasız

Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı. - It was very stuffy in that room with all the windows closed.

close
kapanmak

Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı. - Within hours, many of the other banks had to close.

Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı. - Some railroads had to close down.

close
eylemini durdurmak
close
(an application) kapat (uygulamayı)
close
{i} sonuç

Seçim sonuçları son derece yakın. - The election results were extremely close.

close
{f} uzlaşmak
close
{s} sıkı ağızlı
close
{s} kapalı, kapatılmış
close
{f} kapat: adj.yakın
close
yakın birbirine yakın
close
{f} sürgülemek
close
kısımları birbirine yakın
İngilizce - İngilizce
close

The runner in second place is closing the gap on the leader.