Kaybolmak istemiyorsun, bu yüzden annenin elini tut.
- You don't want to get lost, so take your mother's hand.
Seyahat ederken, kaybolmak kolaydır.
- When traveling, it is easy to get lost.
Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.
- I am afraid that you will get lost.
Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.
- I have a good sense of direction, so I don't get lost.
I got lost in his reasoning.