to live or confine in a cabin

listen to the pronunciation of to live or confine in a cabin
İngilizce - Türkçe

to live or confine in a cabin teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

cabin
{i} kabin

Tom'un göl yakınında küçük bir kabini var. - Tom has a small cabin on the lakefront.

O, on yıldan daha fazla süredir tek başına bir kabinde yaşamaktadır. - He has been living in the cabin by himself for more than ten years.

cabin
kamara

Gemi büyük bir buzdağına çarptığında yolcular kamaralarında uyuyorlardı. - The passengers were asleep in their cabins when the ship hit a huge iceberg.

Tom kamaraya geri gitti. - Tom has gone back to the cabin.

cabin
tahta kulübe
cabin
pilot kabini
cabin
{i} uçakta öndeki özel bölüm
cabin
tahdit etmek
cabin
{i} kulübe

Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı Abraham Lincoln, Kentucky'de bir kulübede doğdu. - Abraham Lincoln, the 16th president of the United States, was born in a log cabin in Kentucky.

Tom ormanda küçük bir kulübede tek başına yaşar. - Tom lives all by himself in a small cabin in the woods.

cabin
{f} kabin veya kamarada yaşamak
cabin
kamara/kulübe/kabin
cabin
{i} hücre
cabin
cabin class ikinci sınıf
cabin
cabin boy kamarot
cabin
küçük bir yere kapamak
İngilizce - İngilizce
{v} cabin
to live or confine in a cabin

    Heceleme

    to live or con·fine in a cab·in

    Türkçe nasıl söylenir

    tı layv ır kınfayn în ı käbın

    Telaffuz

    /tə ˈlīv ər kənˈfīn ən ə ˈkabən/ /tə ˈlaɪv ɜr kənˈfaɪn ɪn ə ˈkæbən/