Vampir tabutunun içinde geri hayata geldi.
- The vampire came back to life in his coffin.
Baharın gelmesiyle birlikte her şey yavaş yavaş yeniden hayata dönüyor.
- With the coming of spring, everything is gradually coming to life again.
Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.
- All forms of life have an instinctive urge to survive.
Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- While there is life, there is hope.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
- Life never ends but earthly life does.
Sana uzun bir ömür verebilirim.
- I can give you a long life.
Adama ömür boyu hapis cezası verildi.
- The man was given a life sentence.
Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.
- There is no god but God, and Muhammad is the messenger of God.
Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
- Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
Yetmiş ya da seksen yıl bir insanın normal yaşam süresidir.
- Seventy or eighty years is the normal span of a man's life.
Japonya'da ortalama yaşam süresi nedir?
- What is the average life span in Japan?
Kumsalda cankurtaran yok.
- There isn't a life guard at the beach.
Tom yerel bir yüzme havuzunda bir cankurtaran.
- Tom is a lifeguard at the local swimming pool.
Günlük yaşantından memnun musun?
- Are you satisfied with your daily life?
Monoton günlük yaşantısı yüzünden bunalmış gibi görünüyor.
- He seems to be oppressed by his monotonous daily life.
Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
- As long as there's life, there is hope.
Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.
- She soon adjusted herself to village life.
Pek çok dinler ölümden sonra hayat vadediyor.
- Very many religions promise life after death.
Tom nükleer enerjiye karşı hareket için hayatını adadı.
- Tom has devoted his life to the movement against nuclear energy.
Sami hayatını kurtarmak için harekete geçmek zorundaydı.
- Sami had to act to save his life.
Hayatta derece yapmak için hepimiz çok çalışırız fakat sadece birkaç kişi başarır.
- We all try hard to make the grade in life, but only a few succeed.
Hayatta neyin en önemli olduğu kişiden kişiye değişir.
- What is most important in life differs from person to person.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.
Kendi canını tehlikeye atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the child at the risk of his own life.
Tom ve ben can kurtaranız.
- Tom and I are lifeguards.
Gezegenimizdeki canlıların çeşitliliğine hayranım.
- I just admire the diversity of life on our planet.
Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi.
- The doll was surprisingly lifelike.
Bazı insanlar ölümden sonra ebedi hayata inanıyorlar.
- Some people believe in eternal life after death.
Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.
- Take a fresh look at your lifestyle.
Bu Amerikan yaşam tarzıdır.
- This is the American way of life.
...I realize as never before how cheap and valueless a thing is life. Life seems a joke, a cruel, grim joke. You are a laughable incident or a terrifying one as you happen to be less powerful or more powerful than some other form of life which crosses your path; but as a rule you are of no moment whatsoever to anything but yourself. You are a comic little figure, hopping from the cradle to the grave. Yes, that is our trouble--we take ourselves too seriously; but Caprona should be a sure cure for that. She paused and laughed.
The life of this milk carton may be thousands of years in this landfill.
He gets up early in the morning, works all day long — even on weekends — and hardly sees his family. That's no life!.
She's my love, my life.
His life of the founder is finished, except for the title.
Scoring 1000 points is rewarded with an extra life.
And he is the life of the party at the Musgroves for precisely this reason: the navy has made him into a great storyteller.
... it’s not only the economic return. The gap in life expectancy between those with ...
... all songs about people who have been in my life, who a lot of them -- some of them aren't ...