to lead or be the spokesperson of (a campaign, organisation etc.)

listen to the pronunciation of to lead or be the spokesperson of (a campaign, organisation etc.)
İngilizce - Türkçe

to lead or be the spokesperson of (a campaign, organisation etc.) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

front
{f} yönelmek
front
{f} cephesini düzenlemek
front
önünde bulunmak
front
hareket

Sürücü, önündeki araç hareket etmediği için bağırıyordu. - The driver was shouting because the car in front of him wasn't moving.

front
-e bakmak
front
tavır
front
davranış
front
çehre
front
önemli mevki
front
ön saf
front
{i} (savaşta) cephe
front
{i} (göl, deniz v.b.'ne ait) kıyı, kenar
front
{f} on -e
front
{f} yol göstermek
front
{i} alın

Danışmadan başka bir randevu alın. - Make another appointment at the front desk.

front
{f} dönmek
front
yol kenarı
front
{i} paravan şirket
front
(fiil) bakmak, dönmek, yönelmek, karşı olmak, önderlik etmek, yol göstermek, cephesini düzenlemek
İngilizce - İngilizce
front

Ray Winstone is fronting a campaign for the Football Association that aims to stop pushy parents shouting abuse at their children during the grassroots football season.

to lead or be the spokesperson of (a campaign, organisation etc.)