Hiç kimse ülkemde yatırım yapmak istemedi.
- Nobody wanted to invest in my country.
Kimse benim ülkemde yatırım yapmak istemez.
- Nobody wants to invest in my country.
Borsada yatırım yaparak bir vurgun yaptı.
- He made a killing by investing in the stock market.
Temiz, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmalıyız.
- We need to invest in clean, renewable energy.
Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.
- A high savings rate is cited as one factor for Japan's strong economic growth because it means the availability of abundant investment capital.
Borsada yatırım yaparak bir vurgun yaptı.
- He made a killing by investing in the stock market.
Yatırım şimdi ona % 6 kazanç sağlıyor.
- The investment now yields him 6%.