Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
Tom bir fotoğrafçı olarak becerilerini geliştirmek istedi.
- Tom wanted to hone his skills as a photographer.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.
- A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.
Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
- Students should develop their reading skills.
Tom yetenekli bir marangozdur.
- Tom is a skillful carpenter.