to kiss (another person) while inserting one's tongue into the his or her mouth teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- French
- {i} fransız
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
-Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
-Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
- French
- Fransızca
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
-Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Onların ana dili Fransızca.
-French is their mother tongue.
- French
- (the ile) Fransızlar
- French
- {s} fransa ile ilgili
- French
- {s} fransızca ile ilgili
- French
- {i} fransızlar
İngilizler Fransızları yendi.
-The British defeated the French.
Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.
-Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.
İlgili Terimler
to kiss (another person) while inserting one's tongue into the his or her mouth teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- French