to keep in expectation; to beguile; to delude

İngilizce - Türkçe

to keep in expectation; to beguile; to delude teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

{f} eğlendirmek

Sami kendini eğlendirmek için bir yol buldu. - Sami found a way to keep himself amused.

İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir. - The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.

Onun hikayesi herkesi eğlendirdi. - His story amused everyone.

Espri seyirciyi eğlendirdi. - The joke amused the audience.

amuse

(Muzik) eğlendirme

Ben çocukları eğlendirmem. - I don't amuse children.

İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir. - The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.

Onun hikayesinden oldukça zevk aldık. - We were greatly amused by her story.

{f} neşelendirmek

amusingly hoş ve eğlendirici bir şekilde

amuse

{f} oyalamak

amuse

{f} güldürmek

İngilizce - İngilizce

to keep in expectation; to beguile; to delude teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı: amuse
He amused his followers with idle promises. -Johnson.

to keep in expectation; to beguile; to delude

Heceleme

to keep in expectation; to beguile; to de·lude

Telaffuz

Resimler

Google Resimler

Bing Resimler

Geçmiş

Favoriler

Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.

to keep in expectation; to beguile; to delude