Bu projeyi desteklemek istemene sevindim.
- I'm glad that you want to support this project.
Senin görevin aileni desteklemektir.
- Your duty is to support your family.
Tom Mary gibi bir kadını geçindirmek için yeterli para kazanmıyor.
- Tom doesn't earn enough money to support a woman like Mary.
Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
- Henry is old enough to support himself.
Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
- He made a speech in support of the plan.
Senin görevin aileni desteklemektir.
- Your duty is to support your family.
Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
- He has a wealthy supporter behind him.
Onu desteklediğime inandırdım.
- I made believe that I supported him.
Tom uyuduğu zaman sırtını dayamak için bir yastık kullanır.
- Tom uses a pillow to support his back when he sleeps.