Tom soğuk suya atlamak için kendini ikna edemedi.
- Tom couldn't bring himself to jump into the cold water.
Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.
- Tom told his children to quit jumping on the bed.
Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.
- Tom told his children to quit jumping on the bed.
O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
- He is sure to set a new record in the triple jump.
Bir ödül kazanmak için yeterince yükseğe zıplamadı.
- He didn't jump high enough to win a prize.
Tom'un annesi ona yatağının üzerinde zıplamayı bırakmasın söyledi.
- Tom's mother told him to quit jumping on his bed.
Gürültü benim geriye fırlamama neden oldu.
- The noise caused me to jump back.
Tom bir sıçrama ile suya atladı.
- Tom jumped into the water with a splash.
O bir sıçrama ile suya atladı.
- He jumped into the water with a splash.
Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
- If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
Kangurular çok yüksek sıçrarlar.
- The kangaroo jumps very high.
O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
- He is sure to set a new record in the triple jump.
O, buz gibi suyu hiçe sayarak nehre atladı.
- He jumped into the river in defiance of the icy water.
With martial stalk hath he gone by our watch.
The boy jumped over a fence.
It is quite a jump from teenage angst to bee-keeping.
The hoodlum jumped a woman in the alley.
The rider jumped the horse over the fence.
Their research department gave them the jump on the competition.
... So we jump back out. ...
... So if we jump into the settings layout for our app, I ...