to intimidate

İngilizce - Türkçe

to intimidate teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

{f} gözünü korkutmak

korkutmak

İlgili Terimler

cow

{i} inek

İnek yararlı bir hayvandır. - A cow is a useful animal.

Yeni Zelanda, koyunların ve ineklerin bir ülkesidir. - New Zealand is a country of sheep and cows.

intimidate

sindirmek

intimidate

göz dağı vermek

intimidate

(Askeri) şiddetle ikaz etmek

intimidate

posta koymak

intimidate

duman attırmak

intimidate

(Askeri) tehdit etmek

cow

korkutmak

intimidate

gözdağı vermek

intimidate

(kimise) korkutmak

intimidate

korkut

Tom'un gözünü korkutmasına izin verme. - Don't let Tom intimidate you.

Tom biri ya da bir şey tarafından asla korkutulmadı. - Tom has never been intimidated by anyone or anything.

intimidate

gözünü korkut,korkut

cow

dişi fil

cow

dişi

Bir boğa erkektir ve bir inek dişidir. - A bull is male and a cow is female.

Bir ineğin kaç dişi var? - How many teeth does a cow have?

cow

inek,v.zorla getir: n.inek

cow

gözünü korkutmak

cow

Hexanchus griseus

cow

{f} yıldırmak

cow

büyük dişi hayvan

cow

{i} büyük hayvan (dişi)

cow

fil gibi iri hayvanların dişisi

cow

(Nükleer Bilimler) radyoizotop üreteci

cow

dişi balina

İngilizce - İngilizce

to intimidate teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

cow

To make timid or fearful; to inspire or affect with fear; to deter, as by threats; to dishearten; to abash

He's trying to intimidate you. If you ignore him, hopefully he'll stop.

To impress, amaze, excite or induce extraordinary affection in others toward oneself

to cause to become frightened

If you intimidate someone, you deliberately make them frightened enough to do what you want them to do. Jones had set out to intimidate and dominate Paul Attempts to intimidate people into voting for the governing party did not work. + intimidation in·timi·da·tion an inquiry into allegations of intimidation during last week's vote

make timid or fearful; "Her boss intimidates her" to compel or deter by or as if by threats

{f} frighten, threaten; compel by means of threat or force

To make timid or fearful; to inspire of affect with fear; to deter, as by threats; to dishearten; to abash

make timid or fearful; "Her boss intimidates her"

to compel or deter by or as if by threats

Heceleme

to in·ti·mi·date

Türkçe nasıl söylenir

tı întîmîdeyt

Telaffuz

/tə ənˈtəməˌdāt/ /tə ɪnˈtɪmɪˌdeɪt/