Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
- That was probably what influenced their decision.
Ülkesinin üstünde büyük etkisi var.
- He has a great influence on his country.
Onun ülkesinde büyük nüfuzu var.
- He has great influence in his country.
Mayuko zor iş yapmaktan kaçındı.
- Mayuko avoided doing hard work.
Tom biraz iş yapmak zorundaydı.
- Tom had to do some work.
Bugün çalışmak zorunda değilsin.
- You don't have to work today.
Saatlerce çalışmaktan yoruldum.
- I felt tired from having worked for hours.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris I have to freshen up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Darwin'in yapıtı her şeyi değiştirir.
- Darwin's work changes everything.
Şimdiye kadar Shakespeare'in üç tane yapıtını okudum.
- I have read three of Shakspeare's works so far.
Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.
- Make a good translation of the sentence that you are translating. Don't let translations into other languages influence you.
Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
- Why should they try to influence him?
General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
- General Motors laid off 76,000 workers.
Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.
- I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work.
Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
- Why should they try to influence him?
O çalışırken bir kaza yaptı.
- He had an accident while working.
Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
- Could you explain how the dishwasher works?
Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
- That was probably what influenced their decision.
İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.
- Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment.
Benim işyeri ile iyi bir iş yaparım.
- I do a good job with my work.
Wienczysława, işyerindeki en güzel esmerdir.
- Wienczysława is the most beautiful brunette in the workplace.
They worked on her to join the group.
I have absolutely no influence over him.
... but just to prove how little facts can influence behavior as a French doctor ...
... influence ...