Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
- The priest tried to improve the people's morals.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
- Tom really wants to improve.
Macarcamı ilerletmek istiyorum.
- I'd like to improve my Hungarian.
Japonca telaffuzumu ilerletmek istiyorum.
- I wanted to improve my Japanese pronunciation.
Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
- Garlic is used to improve the taste of food.
Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.
- To improve the situation, we must work harder.
Çevreyi iyileştirmek için.
- In order to improve the environment.
Dan, diğerlerinin yaşamını iyileştirmek istedi.
- Dan wanted to improve the lives of others.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
- Tom really wants to improve.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.